Sabır, insanın başına ne gelirse gelsin, ne kadar üzüntü verici ve olumsuz olaylara maruz kalırsa kalsın, nefsine ve zaaflarına yenilmeden yoluna devam etme iradesini göstermektir.
İnsan olarak bir çoğumuz karakter anlamında istek ve olgularımızın en erkene alınması ve hemen olmasını istemek gibi nefsi özelliklere sahibiz. Bunu umar iken de bugünün kıymetini çoğu zaman unuturuz. Gelecek için sabırsızlıkla bir şeyler isterken o unuttuklarımıza kavuştuğumuz zaman ömrümüzden nelerin gittiğinin farkına bile varamayız. Bugün olsun diye acele edip durduğumuz şeylere, yarın iyi ki olmamış diyebiliyoruz. Onun için sabretmek bazen sonuç olarak çok daha iyi durumlara olanak sağlayan bir olgudur. Sabır ve zaman arasında güçlü bir bağ vardır. Zaman akıp giderken, sabır bizlere geçen zamanda, yaşadığımız hayatta beklememiz gerektiğini, iyi olan şeylerin geçen zamanın bir yerlerinde bize verildiğini veya verileceğini hatırlatır. Aslında sabır bizim altıncı duyu organımız gibidir. Nasıl beş duyu organımızdan birinin işlevini yitirmesi bizi olumsuz etkiliyorsa, sabırsızlık da bizi aynı şekilde etkiler.
Şöyle ki bir hedefiniz olduğunu hayal edin ve bu amaca ulaşmak için sabırsızlıkla bekliyorsunuz. Bu beklenti anında ne yediğinizden tat alabilirsiniz, ne güzel bir sözü duyabilirsiniz. Güzel bir manzaraya kayıtsız kalırsınız. Yani yaşadığınız ve geçen zamanın hiçbir güzelliğini hissetmezsiniz ve yaşamamış olursunuz. Onun için sabrın bir erdem olduğunu ve zor da olsa aklıselim her insanın taşıması gereken bir davranış olduğu unutulmamalıdır. Sabır olmazsa geçen zamanın başlangıcını ve sonunu kavrayamayız. Sabır aslında suskunluk değil, sessiz bir feryadı anlatır. Aynı zamanda ödülü de büyük olur.
Mevla’nın dediği gibi ‘’sabır kurtuluşun anahtarıdır.’’ Sabır ağrıları dindiren acı bir ot gibidir. Hem can yakar hem tedavi eder. Sabır ve tahammül insanı kemale erdiren iki önemli vasıftır. Bunu unutmamalıyız. Sabır, erdemli ve mutlu insan olmanın yolundaki basamağın eşiğidir.
Sonuç olarak zaman içinde acele ile kendimizi üzerek ve yıpratarak yaşamak istemiyorsak sabırla o günü bekleyip, gelecek için bugün yaşadığımız zamanın değerini bilip neler yaparak mutlu olabileceğimizin farkındalığına varmalıyız.